durmadan taşırdım yanımda üç şeyi
iri çakıl tanelerini , çatlamış bir narı
bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi
ipekten
çalınmış
umutlarla taşırdım
ah sevgilim derdim , ölüm
ne kadar çoktu yaşadığımızda
bize hep beyaz mendil
sallayan
ölüm ki ,
iki kapısında
haki bir yalnızlık
dikilirdi
ve
hatırlatırdı
bize , güz kuşlarının
uçup gittiği denizleri
bense , yulaf kokan
dağlı ellerinde
doloşmak gibi kolaydır
sanırdım yaşamak ve sana kansız
gökyüzü
getirirdim
getirebilsem ah ,
avlusunda çocukların
korkmadan oynadığı
lalelerle
donanmış simli bir gökyüzü
bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi
çatlamış bir narı , unutmadan .
''behçet aysan''
''düello'' adlı kitaptan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder