23 Ekim 2019 Çarşamba

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın
sakalları arasında saklanmış ağzıyla
konuştu işçilerle anlattı gerçeği
dedi ben memnunum hâlimden
ama üzüyor beni sizin hâliniz derinden
kalkın isyan edin köleliğinize
memnun değilseniz eğer bugünden

kaşıdı sonra sakallarını biraz
gürdü kapkaraydı parlaktı fikirleri gibi
sonra döndü tekrar işçiye yüzünü
üreten sizsiniz sömüren onlar
kalkın isyan edin bu sömürüye
gösterin onlara işçinin gerçek gücünü
kırın ücretli köleliği kesin kökünden.


''proleter balık''

6 Mayıs 2015 Çarşamba

bağışla...

ya zamanından çok erken gelirim
dünyaya geldiğim gibi
ya zamanından çok geç
seni bu yaşta sevdiğim gibi

mutluluğa hep geç kalırım
hep erken giderim mutsuzluğa
ya herşey bitmiştir çoktan
ya hiçbir şey başlamamış

öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
ölüme erken seviye geç
yine gecikmişim bağışla sevgilim
seviye on kala ölüme beş

''aziz nesin''
''seviye on ölüme beş kala'' kitabından

15 Temmuz 2014 Salı

ben ömrümü bana adadım...

ben ömrümü bana adadım 
sevilmek ne güzelim ;
hayatın her yerinde ben 
işim de kendime aşım da
sen ancak benden artan beni seversin
ben bütün benliğimle
ben yüreğimin yettiğince
senin için yaşayan beni severim 

anlayamasın bencilliğimi
bütün çocukları yüreğime yerleştirdim 
doğayı nefesime
al senin demeyi ne çok isterdim 
ben ömrümü bana adadım…
beni sevgine 


''beta''

17 Nisan 2014 Perşembe

silah fabrikasında çalışıyordu...

silah fabrikasında çalışıyordu
bunaltan sorularla yüreğinde
terleyerek uyanıyordu
boğuntu içinde

kanlı çocuk yüzleri
geçiyordu düşlerinden
cesetler geçiyordu
bombalanmış kentlerden

bir an geldi bakamaz oldu
eşe , dosta , arkadaşlara
kaçtı kalabalıklardan
sığındı ıssızlıklara

yazdı içinden geldiğince
zihnini kemiren düşünceleri
ve bir gün iş saatinde
çıkardı koynundan bildiriyi

bir çılgının sesiyle
okudu haykırarak :
''arkadaş , yaptığın
korkunç işi bırak''

çocuklar öldürülüyor
ürettiğimiz silahlarla
bir son vermeliyiz
bu canavarlığa

fabrikada iş
durdu bir an
sirenler çaldı
sesi duyulmaz oldu uğultudan

''yaratan , üreten insanlarız biz
bir çıkarımız yok savaşmaktan
vazgeçelim elbirliğiyle
silah yapmaktan...''

sürükleyip götürdüler
bir daha haber çıkmadı ondan...
kimi ''kaçık'' dedi ona...
kimi ''kahraman'' .


''ataol behramoğlu''
''bebeklerin ulusu yok'' adlı kitaptan

6 Mart 2014 Perşembe

durduramayacaklar halkın coşkun akan selini...

gardiyanları ve yargıçları ve savcıları
hepsi halka karşıdır
kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları
hepsi halka karşıdır
dergileri, gazeteleri, bütün yayınları
hepsi halka karşıdır

bunların hiçbiri onları kurtaramayacak
durduramayacaklar halkın coşkun akan selini

panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
hepsi halka karşıdır
zindanları, tutukevleri, işkenceevleri
hepsi halka karşıdır
borsaları ve şirketleri ve iktidarları
hepsi halka karşıdır

bunların hiçbiri onları kurtaramayacak
durduramayacaklar halkın coşkun akan selini


''bertolt brecht''

19 Ocak 2014 Pazar

düşerim...

bazan oturduğum yerde
kendikendime dalıp giderim,
bulanık geçmişimle.
genişleyen halkalar çizerim,
bir düşün uyanık imgesine.

gölünüze taş düşerim.

sizse hep konuşursunuz
sığınıp kof sözlere,
kaçarak kendinizden
uğuldayan hüznünüzle.
telâşla geceyi bulursunuz.

gözünüze yaş düşerim.



''metin altıok''

14 Ocak 2014 Salı

hayat devam etti ben sıkıldım...

susuyorum .
sessizlikten sıkılıp tekrar susuyorum .
sonra tekrar .
acayibim anlayacağınız üzere .
yoğun bir küf kokusu hayatımda boy gösteriyor .
ömründen daha önce eskimiş işçi pantolonu gibiyim .
zamanı fazladan kulanmışım da her şeyden erken bitmiş gibi sanki .
oysa uykuda geçirdiğim süreyi yaşadığıma oranlasak ;
alacaklı bile çıkarım hani .
hayatın dörtte birini uykuya kaptırdığım için
bazen isyan ederim ama düşünürüm sonra
uyumasam ne yapabilirdim ki ?
aklıma hiçbir cevap gelmez .
neden daha fazla uyumadım diye hayıflanırım sadece .
sanırım beni anlamsızca yoran da bu .
ve sıkılır tekrar susarım hayat devam eder .

yine bu sıkılgan günlerimden biriydi .
hava ustura .
kış bütün cömertliğiyle evin içindeydi .
uyumanın işkence halini aldığı bir an .
solgun yanan elektirk sobası
ve bir türlü ısınmayan yorganın katkısı da büyük .
sonra biraz ısınmak ve zaman geçirmek üzere hazırlanıp evden çıktım .
niyetim bol süslü bir avm'de
sıradan bir alışveriş havasına bürünerek soğuktan uzaklaşmaktı .
kışlık kıyafetlere sarılıp yola çıktım .

yolumu kesip hatırımı sordu , bir sigara istedi .
eskiden kalma alışkanlık paket var ateş yok tabi .

 -- ateş yok dedim ona sigarayı uzatırken .
-- önemi yok dedi ben yakarım beraber içeriz .
acelem olduğunu söyledim ama duymadı .
ya da işine öyle geldi .
tam yürüyecektim ki anlatmaya başladı birden konuya girerek .
dün bir kitap okumuş .
bir aşk romanı .
ben de okumuştum o yazarın birçok kitabını .
anlatması hoşuma gitti .
-- güzel bir yazar dedim . güldü .
neden gülüyorsun diye sordum hemen ?
-- adam beni anlatmış ondan diye yanıtladı beni .
-- nasıl yani senin hayatını kitap mı yapmış ?
-- bilmiyorum ama anlattığı kişi benim dedi .
-- nereden biliyorsun bunu ?
-- çünkü kitabı okudum
-- zor olmuyor mu nasıl okuyorsun ?
-- zor tabi . hem de çok . ama okurken soğuğu unutuyorum .
bizim gibilerin kitap okuduğunu kimse düşünmez pek ama okuyorum işte .
yakmaya kıyamıyorum bazen . arkadaşlar köpürüyor bana .
ne yaparsın arkadaş , soğuğa rüşvet vermen lazım canını almaması için .
biz de hayallerimizden veriyoruz anlayacağın .
-- hayal derken neyi kastettin ?
-- hayal işte arkadaş
bak okumasam nerden bilecektim adamın beni anlattığını ?
nerden bilecektim benim hayatımı okumak için birilerinin para verdiğini ?
yaşantımızın bizden başkalarına eğlence olduğunu ?
oysa beni ne kadar çok kişi görüyor ,
kimse dönüp de bakmaz bile .
ama kitaplarda öyle mi ?
sonu merak edip durur okuyan kişi...
eskiden sen de yolunu değiştirirdin unuttun mu arkadaş ?

kendimden utanmaya başladım .
yanaklarım kızarmaya başladı o anda .
eliyle omzuma dokundu bir an .
-- senin suçun değil dedi . herkes öyle .
biliyorum bizim gibilerin hayatı sadece romanlarda konu olunca dikkat çeker .
çünkü onlar yaşamıyor bu koşullarda...

canım sıkıldı .
yapacak bir şey düşündüm ama bulamadım .
sustum daha fazla canım sıkıldı .
hoşçakal anlamında elimi kaldırdım ve yürüdüm .
oysa ne değerliydi yaşadıklarımız .
ama kitap sayfalarında .
bu düşünceler canımı sıktı .
ve sustum... sustukça sıkıldım...

''beta''

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...