12 Eylül 2009 Cumartesi

sistemin kılavuzu...

kurulan yeni hükümetten sonra gündeme oturan anayasa değişikliği çalışmaları , özellikle o dönemde 12 eylül faşizmini de getirmişti şüphesiz . evet , 12 eylül ve getirdikleri yıllardır zaten hayatımızda ve hiç unutulmamıştı . ama konu anayasa değişikliği olunca , akıllara dönemin faillerini ve akıbetini getirmişti . yargılanabilecekler miydi ? faşizmden hesap sorulabilecek miydi ? tabi ki yapılanların hesabı sorulmalıydı . peki ama kimden , nasıl...

hiç kuşkusuz bu kanlı darbeyi gerçekleştiren ve binlerce insanı katleden sakat bırakan , insanlığı karanlığa sürükleyen baş oyuncular olan general takımına hak ettikleri cezanın verilmesi öncelikti . ancak bu kadar değil . bu darbecileri insanlığın başına musallat eden ve faşizmi onlarla simgeleştiren gerçek suçluları ve onları yaratan sermaye düzeninin ipini pazara çıkartmak ; mücadelenin özünü oluşturmalıdır . ve bizlerin de darbeyle bu şekilde yüzleşmemiz , bu işin olmazsa olmazıdır .

iktidar partisinin talimatıyla ve onların belirledikleri bazı akademisyenlerin hazırladıkları ve adına ''sivil'' dedikleri anayasa çalışması cuntacıların anayasasından temel olarak pek farklı değildi . örneğin ; kendilerince tanıdıkları ''hak ve özgürlüklerin'' başına ya da sonuna ''ama , fakat'' kelimelerini getirmeleri .

ve üstelik küresel sermayenin ve patronların elini güçlendirecek yeni hükümlerle olası bir ''kriz'' durumunda yeni faşist darbelerin harekete geçmesine olanak tanıyordu . faşizm ve onun türevleri olan kanlı diktatörlükler ; kapitalist sistem egemen olduğu sürece varlığını sürdürecektir . unutulmamalıdır ki , ''faşizm , kapitalizmin döl yatağında gelişir'' .

sistemin kullanma kılavuzu olan anayasalar ise , türkiye ve diğer burjuva devletlerinde sırası gelince , çıplak kalacak ve asıl yüzü olan faşizmi yine sahneye koyacaktır .


''lipsoz''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...