30 Nisan 2009 Perşembe

sarı lira gibi ömrümüz...

yaşamak değil , beni bu telaş öldürecek
dediği gibi şairin ;
o telaşla bırakın paris yolunda ılık ,
rüzgarlara taramaya saçlarımızı .

sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz
gözümüz saatte söyleştik hep
hep yetişilecek bir yer vardı ,
aranacak adamlar , yapılacak işler
bir sonraki günün telaşı , bir öncekinin tersine bulaştı .
başkalarının hayatı bizimkini aştı

kör karanlıkta çalan saat yerine ;
kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
veya yavuklu busesi ile uyanma düşlerini ha babam erteledik ...
yirmili yaşlardayken otuzlara kurduk saatin alarmını
otuzlarımızdan kırklara , belki sonra ellilere...
lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat
kuşlukta uyanma fırsatını sunduğunda size ,
artık uyku girmez oluyor gözlerinize
özenle yarına sakladığımız bir sarı lira gibi ömrümüz
vakit gelip sandıktan çıktığında ,
bir de bakıyorsunuz ki ;
tedavülden kalkmış ...

''erel breda''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...