30 Nisan 2009 Perşembe

sobanın dostluğu...

bilmiyorum ,siz daha önce hiç düşündünüz mü ya da kendinize hiç sordunuz mu , sobadan dost olur mu diye ?
sonbaharın ortalarına doğru ,havaların iyice soğumaya başladığı zamanlarda hummalı bir hazırlık dönemini de beraberinde getirir .yavaş yavaş kışlıklar çıkartılır ortaya ve kış için belirli gıdalar temin edilir .evde bir temizlik fırtınası başlar , hatta daha küçük bir oda ; oturma odası halini alır ve bütün bunların yanında bir şey vardır .bizden hiçbir beklentisi olmayan ,hatta bizim için içini cayır cayır yakan bir şey vardır : sobamız ...
acımasızca içine alabildiğince odun ve kömür doldururuz .hiç düşünmeden , gözümüzü bile kırpmadan da yakıveririz . sonra da karşısına geçip onun acılar içinde çıkardığı sesleri ,yüzümüzdeki rahatlama ifadesiyle izleriz .
o , bunlardan ötürü hiç kızmaz .ne kadar acı çekse de bizi ısıtabilmek için var gücüyle çalışır .bunlarla da kalmayıp ,soğuk kış akşamlarında bizler ve konuklarımız için ; şöyle dumanı üzerinde çaylar veya mis kokulu pilavlar pişirir . ama biz ne yaparız ? seri kaşık darbeleriyle katlederiz o pilavalrı ...
hiç sesini bile çıkarmaz .dikkatle bakarsak mutlu olduğunu bile görebiliriz .bizi mutlu ettiği için .
bazen bir canavara dönüşür ve etrafındaki herkesi zehirler .emin olun , sizi dışarıda çılgınca esen rüzgardan korumak istemiştir . yoksa o , nasıl kıyabilir mutlu etmek için uğraştığı insanlara ..
sobanın bile bu kadar dost olabildiği bir dünyada neden insanlar birbirlerine bu kadar düşmanca davranabiliyorlar ?. çünkü insanların içindeki dostluk ateşi tamamen sönmüş ve yerine sadece ateşin bıraktığı kapkara bir is tabakası kalmış ...

''oturan balık''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...