12 Aralık 2009 Cumartesi

bir dünya düşledik...

yaşayabilmek için ; barış naralarının atıldığı , özgürlük türkülerinin söylendiği bir dünya inşaa etmemiz gerekiyordu ! bu dünyada inandıklarımız vuku bulacak , fakat kavgamız kadar gerçek olacaktı özlem . bu bir rüya degil , hülya değil diye haykırırken gelecekti kızıl güllerle o ''muzaffer gün'' . birlikte kucaklayacaktık sabahın kör ışığında gelen hayellerimizi . umutlarımız saracaktı her yanı , eylem eylem yürüdüğümüz sokakları özgürlük ateşi yakacaktı...

biz öylesine bir dünya düşledik ki inşaası zor , fakat yaşaması bir o kadar kolay olacaktı. düşmandan ayırdığımız dostlarımızla dağlarında , ovalarında , bozkırlarında kutlayacaktık zaferin kaçınılmaz şenliğini... oysa ölüm de bir o kadar kaçınılmaz olmuştu zaferle . düğün ve cenaze...

biz öylesine bir dünya düşlemiştik ki , son ölenler dostlarımız olacaktı . düşmanlık bitecek kanla beslenmeyecekti nehirler . kuşların bile uçmaya korktuğu dağlarda çocuklar oynayabilecekti bu dünyada... çocuk yaşlarında idam mangaları değil ; gelin alayları kurulacaktı bu dünya da.

biz öylesine bir dünya düşledik ki ; hiroşima'da , filistin'de , felluce'de , vietnam'da , afrika'da şeker yiyebilecekti çocuklar . boş kovanlardan yaptıkları
savaş oyuncakları olmayacaktı ellerinde ,
gökkuşağını tutacak doruklara sevdalanacaklardı...

biz öylesine bir dünya düşlemiştik ki...
özgur olacaktı yazdıklarımız hür fikirlerimiz kadar...

biz bir dünya düşledik...


''sarpa''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...