taştandı , tunçtandı , alçıdandı ,
kâattandı iki santimden yedi metreye kadar
taştan , tunçtan , alçıdan
ve kâattan çizmeleri dibindeydik , şehrin bütün meydanlarında .
parklarda ağaçlarımızın üstündeydi ;
taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gölgesi ,
taştan, tunçtan, alçıdan
ve kâattan bıyıkları lokantalarda içindeydi çorbamızın
odalarımızda taştan , tunçtan , alçıdan
ve kâattan gözleri önündeydik
yok oldu bir sabah !
yok oldu çizmesi meydanlardan ,
gölgesi ağaçlarımızın üstünden ,
çorbamızdan bıyığı ,
odalarımızdan gözleri ,
ve kalktı göğsümüzden baskısı
binlerce taşın tuncun alçının ve kâadın .
''nâzım hikmet ran''
kâattandı iki santimden yedi metreye kadar
taştan , tunçtan , alçıdan
ve kâattan çizmeleri dibindeydik , şehrin bütün meydanlarında .
parklarda ağaçlarımızın üstündeydi ;
taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gölgesi ,
taştan, tunçtan, alçıdan
ve kâattan bıyıkları lokantalarda içindeydi çorbamızın
odalarımızda taştan , tunçtan , alçıdan
ve kâattan gözleri önündeydik
yok oldu bir sabah !
yok oldu çizmesi meydanlardan ,
gölgesi ağaçlarımızın üstünden ,
çorbamızdan bıyığı ,
odalarımızdan gözleri ,
ve kalktı göğsümüzden baskısı
binlerce taşın tuncun alçının ve kâadın .
''nâzım hikmet ran''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder