bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan
ve buna rağmen halâ yalnızsan , için rahat olsun .
giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
ve yaptıkların onun dudağında
hafif bir gülümseme yaratmaktan başka
hiçbir işe yaramayacaktır .
sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır .
hani ağzınla kuş tutsan
''bu kuşun kanadı neden beyaz değil ?'' diye
bir soruyla bile karsılaşabilirsin .
iki ucu keskin bıçaktır bu işin .
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman .
bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur .
iyi hâlin cezanda indirim sağlamaz .
sen , ''ama senin için şunu yaptım'' derken ;
o , ''şunu yapmadın'' diye cevap verecektir .
ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır .
üzülme , sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın .
özledin , içtin , ağladın , güldün ,
şarkılar söyledin , düşündün , şiirler yazdın .
''peki o ne yaptı ?'' deme .
herkes kendinden sorumludur aşkta .
sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu .
bir insan eksik yaşıyorsa , ve bu eksikliği bildiği hâlde tamamlamak için uğraşmıyorsa ,
sen ne yapabilirsin ki onun için ?
hayatı ıskalama lüksün yok senin .
onun varsa , bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın .
her zamanki gibi yaşayacaksın sen .
''acılara tutunarak'' yaşamayı öğreneli çok oldu .
hem ne olmuş yani , yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil .
sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki...
yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir .
yürek sesi ne bilmeyenler ,
ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma ;
yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte .
sen yeter ki koru yüreğini
ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu .
elbet bitecek güneşe hasret günler .
ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil ,
güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
''nazım hikmet ran''
ve buna rağmen halâ yalnızsan , için rahat olsun .
giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
ve yaptıkların onun dudağında
hafif bir gülümseme yaratmaktan başka
hiçbir işe yaramayacaktır .
sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır .
hani ağzınla kuş tutsan
''bu kuşun kanadı neden beyaz değil ?'' diye
bir soruyla bile karsılaşabilirsin .
iki ucu keskin bıçaktır bu işin .
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman .
bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur .
iyi hâlin cezanda indirim sağlamaz .
sen , ''ama senin için şunu yaptım'' derken ;
o , ''şunu yapmadın'' diye cevap verecektir .
ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır .
üzülme , sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın .
özledin , içtin , ağladın , güldün ,
şarkılar söyledin , düşündün , şiirler yazdın .
''peki o ne yaptı ?'' deme .
herkes kendinden sorumludur aşkta .
sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu .
bir insan eksik yaşıyorsa , ve bu eksikliği bildiği hâlde tamamlamak için uğraşmıyorsa ,
sen ne yapabilirsin ki onun için ?
hayatı ıskalama lüksün yok senin .
onun varsa , bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın .
her zamanki gibi yaşayacaksın sen .
''acılara tutunarak'' yaşamayı öğreneli çok oldu .
hem ne olmuş yani , yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil .
sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki...
yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir .
yürek sesi ne bilmeyenler ,
ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma ;
yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte .
sen yeter ki koru yüreğini
ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu .
elbet bitecek güneşe hasret günler .
ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil ,
güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
''nazım hikmet ran''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder