5 Haziran 2009 Cuma

uydurma...


tanım işçileri yollara çıktı . bir çadır bir baraka .
mavi kafalı arı kuşu ,

''savaş insanların doğasında varmış ,silahlanmayanlar komşularına yem olurlarmış , biz buna inanıyoruz''
dedikten sonra öldürülmüş .
maden ocaklarında ardı ardına gelen ölüm haberleri .
ham madde , ucuz iş ve yeni pazarlar .
kadavra.
''ares'' atina'da kurşuna dizilirken ,
sscb churchill'in doğum gününü kutlar.
tiyatrolar bir bir yıkılır.
seçimler...
işporta...
işportacılık

''korkudan daha yüce , insanı daha çok tanımlayan ve edebi açıdan da , daha yazılası başka bir tepki düşünemiyorum '' .

çocuklar gizlice toplanırlar . usulca konuşurlar . toplantıları biter bitmez o eski ttk binasında buluşmak için ayrılırlar , her biri bütün sokaklara dağılırlar . çocuk kadınlığı tercih eder . ve avon marka ürünleri elinden bir yaşamı alır .
tren kadına benzer...
merdivenler , maden ocaklarında geçen yılları unutturmamacasına dimdik yükselirken
bütün çocukların yüreğini birbirine bağlar .
ilginçler
solcuların , denizdeki balık kadar çok olduğu bir şehir .
balıkçıların , nazım'ı yoldaş belledikleri bir şehir .
kaba bir düş resmi içinde örgütsüz sanatçılar
yaşam zincirleri boğazlarına geçirilmiş madenciler
büyük devlet sendikası gmis
devletin resmi solcuları oda yöneticileri
kötler.
kaçak ocaklar , çocuk işçiler
kısa film şehri
yollar , yoldaşlar .
orman içinde ağacı görmüyorum diyenler
mizahı unutanlar
şantiyeye dönüşen üniversiteler.
tarihe bir parmaklık arkasındaki,
pencereden bakan şairin mahkumiyeti.
''neylersin''li bir türkü fransa'da charles de gaulle'e karşı zıplarken
fransız işçi sınıfı ağzına geleni söyler.
uzaktan öpüşenlerin diyarı . bir parça demir , bir parça soğuk duvar , bir parça yaşam...

''kavaklar pamuklandımıydı, kiraz gelir ardından''
''bir kişi bile değilim yalnızlıktan''
''haçları bebek yapıp , tanrı'ya ihtiyaç duymayan çocuklar''

önce bir gazeteye sarılan sıcak ekmek alıp çayı
ocağa koyduktan sonra , sabahın ilk haberlerini küçük pilli radyodan dinlerken ,
senin içerde sımsıcak uyuyor oluşun içimdeki coşkuyu artırıyor.
neredesin , neredesin . çingenelerin pamuk toplayıp tahtalar üzerinde büyüyen çocukları .
bacası tütmemiş , yani ocağı sönmüş akşamlar ...
yaşamayı yazmak. yağmurun hızla yağışını...
senaryosu çalınmış bir yönetmen , polis karakolunda yeni bir senaryo yazar .yağmurda ıslanan korkuları , bir gecekondu mahallesinde korumaya çalışır . korkuları , çoban ateşinin boşvermişliğinde ısıtıp , uzak köy türkülerinden şarapları devirdik.küçük bir mektup denizi getirmiş sokaklara . deniz , sokağa çıkar olmuş , o sokaktaki gözü dönmüş fırıncının odununa bulaşan , sonra sıcak bir ekmek için kapıda bekleyen çomar .
karda , kars'ta bir ekmek kasasının içinde ısınmaya çalışan kadından bir köpek...

bisiklet... itirafsızlık...
cildini henüz basılmamış bir romanın cildi olsun diye yazarlar sendikasına bağışlayanlar .
peripatos gezinenler.
darbeciler korunuyor.
derin devlet,
ortadoğu.
rutubetli bir evde baharı beklemek
siyasi suç ve siyasi mahkum kavramları yarine terör suçu gibi kavramlar getirildi. yanan kocaman lastikler çingenelerin birleşmesi için bir çağrı niteliğinde . çocuklar çamurlar içinde insanlığın doğuşunu oynuyorlardı. kaplumbağaların uçtuğu , atların sarhoş olduğu , büyük adamın küçük aşklar yaşadığı , güneşe yolculukların düzenlendiği , yolun yol olduğu , kadınların yüreklerinin yaralandığı akşam vapurlarının sahlepsiz rüzgarları...

''serbest piyasa allah birdir kadar birdir''


''şişedeki balıklar''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...