18 Mayıs 2009 Pazartesi

sesler ve onların farkındalığı...

bir doğa var kulağını seslere kapatanların önünde . bazen bir opera ya da piyano konçertosu . bazen irlanda dağlarında bir kuş cıvıltısı . bazen küçük bir atölyede makinenin tıkırtısı . ya da kalabalık bir kentin ortasında mızıkasıyla bir sokak çocuğu.
kulağını evdeki eski sandıklara saklayanlar . babaannesi hiç olmamış şarkıcılar . ezberleri , makamların ve melodilerin kısırlığında doğacağı günü bekliyor ; kulakları , doğaya insana ve sese kapalı olanlar . bu doğum bir gün düşük olacak ...

dünya ''do diyez'' den dönüyor.
bizim evdeki florasan lamba ''sol diyez''den ötüyor
taylan ''fa diyez''den türkü söylüyor
şarap şişesi ''la''dan açılır
bu kapı ''si bemol''den gıcırdar
yan binadan gelen matkap sesi ''re''den başlar
telefon ''la''dan çalar
sokaktan geçen şu kadının ,
ayakkabılarının topukları bir ''do''ya durur , bir ''la'' ya
112 acil servisteki kadın ''si''den konuşur
veysel ''mi''den horlar
ambulans sirenleri ''si''den öter
şişedeki balıklar ''re''den süzülür bu denizde ,
ve şöyle seslenirler insanlara :
-açın kulaklarınızı ,
doğa sizi çağırıyor kendisine !

''şişedeki balıklar''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...