30 Mayıs 2009 Cumartesi

roma rakamı ile üç...

büyük bir sessizliğin içinde koca bir boşluk... düşünüyorum... ama hayır ben öyle sanıyormuşum . bu boşluk karanlık değil , üstelik korkutucu ve keşif bir yerde değil . etrafta sesler duyulmuyor . sonu var mı acaba ? vücudumun bütün ağırlığı beni zorlamıyor artık . evet sadece fiziki özelliklerimi düşünmek zorunda değilim . yaşasın ! beyin hücrelerim de karar veriyor . ellerime ihtiyacım var mı ? peki ya görmek için gözlerim ? olamaz buna da gerek yok ! saçlarımı taramalıyım ! halâ düşünüyorum . bedenimi örtmeli(mi?)yim , geçmişe mi gidiyorum ?
kırdıklarımı , döktüklerimi , varsaymadıklarımı nasıl ifade etmeliyim ,
hesap mı vermeliyim ? bir ses , iki ses , üç ses ... birinci ses tanıdık , ikinci ses tanışabiliriz , üçüncü ses tahammül edebilirim... hayır hayır ! bunca sese tahammülüm yok . kafamın içini dolduruyorlar , beynime radyoaktif bulut gibi yayılıyor ve öldürüyorlar . kurumuş çorak ve çatlak . simsiyah , yanık kokuları dayanılmaz ağırlıkta . uzun bir süre sonra yeni beyin hücrelerimle tanışıyorum. yalnızlığı sevmeyen , gürültüye katlanabilen , hımbıl , hamal , kör salak acımasız , lal , cellad , terörist , dini bütün...

''kana sorsan cehennemi , taşı gösterir sana
söze sorsan cehennemi , bıçağı anlatır sana
yel kısrağına sorsan , dağları söylerdi
demire sorsan cehennemi , pası gammazlardı sana
suya sorsan cehennemi , boş testiyi verirdi
kimseye sorma bence , kurulsun ruhunun zembereği''

''ö.ince''


''maraba balık''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...