6 Mayıs 2009 Çarşamba

mürekkep...

sabaha kadar gözüm tavanda ,kulağımda yağmur sesleri güneşin doğmasını bekledim .bir türlü güneş doğmuyordu .kalktım ve karanlık odamda dolaşmaya başladım .soğuk yer ,yavaş yavaş ayağımı uyuşturmaya başladığında düşüncelerim daha da keskinleşmeye başladı .içimde ,tarifi olmayan bir acı var .acı desem ;acı değil , sevinç desem ;hiç değil . içimde ,tam göğsümde nefes aldığımda rahatlatan ; verdiğimde ise batan bir cam kırığı var . ya olmazsa ?...

yağmur sesleri çoğalıyor .her damlanın çıkardığı ses , beynimde patlayan bir volkan sanki .bugün yağmamalıydı yağmur . bugün , güneşin her zamankinden daha güzel parıldayacağı bir gün olmalıydı .ama olmadı ...hem neden kendimi kandırıyorum ki ? yağmur aşık olmuş bu şehre , hep yağıyor ...

sabah olmaya başlıyor .ama görebildiğim tek şey , yavaş yavaş belirginleşen gri bulutlar .gri hep hüzün vermiştir bana .o zaman hava yüzünden karamsar olduğumu sanmıştım , nerden bilirdim acının beni beklediğini ...

odam usulca aydınlandığında masamın üstünde duran ,sanki bir şeyler anlatmaya çalışan kağıt ve kalemi farkettim .o an geldi aklıma , oysa daha önce ne çok denemiştim sana bir şeyler yazmayı ...ne zaman denesem , acizliğimi farkediyordum . hiçbir cümle doğru ve yeterli gelmiyordu bana .hemen kalkıp yazmaya başladım .ve kağıdı özenle katlayıp cebime koydum .artık içimdeki sabırsızlık daha da artmaya başladı .güneşin daha çabuk yükselmesini istiyordum .ama beklediğim şey güneş değil ; seni görebileceğim saatin gelmesiydi.saat yaklaşmaya başladığında ,kendimi dışarıda buldum .seni ilk gördüğüm o yokuşta beklemeye başladım ve yağmur yavaş yavaş elbiselerimden süzülüp tenime değiyordu artık ...hep olumlu düşünmeye çalışıyordum beklerken seni ,gözüm yokuşta ..içinde ,her gelirsin diye ,tarifsiz bir heyecan ; cebimde , belki her şeyi değiştirip güzelleştirecek olan yazım vardı kağıtta ...uzaktan ,gittikçe yaklaşan konuşmaları ardından da gülüşünü duydum ...bu sendin ...ama kiminle konuşuyordun ?...o sokağı dönüp gözüktüğünde sanki güneş bir anda battı ...karardı her yer , yağmur havada asılı kaldı ve durdu her şey ...

''sen benim sarhoşluğumsun ...
ne ayıldım ,ne ayılabilirim ,ne de ayılmak isterim
başım ağır , dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim !''

''nazım hikmet ran''

kelimeler yağmur yüzünde ıslanmasaydı eğer , bu şiir yazıyordu aslında ,cebimdeki o kağııtta ...sana yazılmış ama ulaşamamış ve bir daha da ulaşamayacak olan kağıtta ...

bazen diyorum da kendi kendime , iyi ki yağmış o yağmur , iyi ki dağıtmış o kelimeleri yazan mürekkebi ,tıpkı hayatım gibi . oysa ne çok aramıştım duygularımı anlatan o şiiri .

nazım üstad yetişmişti yardımıma .

aslında hep yüzüne söylemek istemiştim duygularımı ama ne zaman yanına gelsem kelimeler susuyor , zaman sessizliğe bürünüyordu ; halimi ve sevdamı anlatan , ama açıklaması çok güç olan o sessizliğe ...o yüzden yazmıştım sana o şiiri . keşke yağmur yağmasaydı da verseydim onu sana . kim bilir belki her şey farklı olurdu . yok yok , iyi ki yağdı yağmur . çünkü o kadar mutluydun ki onunla . senin için beklemiştim saatlerce yağmur altında ama beni fark etmedin bile ...oysa ben gözlerindeki mutluluk tılsımını görmüştüm ...

haklıydın belki de ayrı dünyalara aittik . sen yeryüzünün en güzel bahçelerine ; ben , artık mavi olmayan denize . bazen sevmek ,vazgeçmeyi de gerektiriyor .senin için , senden , yani mutluluğumdan vazgeçiyorum ve dönüyorum artık mavi olmayan denizime ...

merhaba eski dostum deniz , ben geldim ...

''mercan balığı''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...