30 Mayıs 2009 Cumartesi

iddia halkındır satılamaz...

iddia adlı şans oyunu , yapılması planlanan ihalesi dolayısıyla durdurulmuştu . iddianın ne zaman , hangi koşullarda tekrar oynanacağı konusunda , ciddi belirsizliklerin yaşandığı o dönemde , ''iddianın satılması'' tartışmaları kitleleri sokağa dökmeye yetmişti. uzun süre bu topraklarda yoksulların , öğrencilerin , öğretim üyelerinin , polislerin ve işsizlerin ekmek kapısı haline gelen iddianın kapatılması , toplumda varolan hoşnutsuzluğun dışa vurulmasını sağlamıştı .
yoksulluğun her geçen gün arttığı , açlıktan ölümlerin yaşanmaya başladığı , şiddetin toplumsal bir tepki haline geldiği , adi suçların arttığı , cezaevlerinde yer kalmadığı , işsizliğin ; istatistikçileri bile hesaplama yapmada yetersiz bırakacak rakamlara ulaştığı , asgari ücrete yapılan zammın patronlar tarafından bile yetersiz bulunduğu bir dönemde , ekmek parasını iddiadan kazanan işçi-işsiz , öğrenci-öğretmen , asker-polis birçok vatandaş , oyunun durdurulmasının ardından tepkilerini dile getirmek için meydanları doldurmuşlardı .

türkiye'nin birçok ilinde gerçekleşen bu tepki eylemleri körfeze ve işçi sınıfının yoğun olarak yaşadığı bölgelere kadar yayılmıştı . kiralarının , faturalarının ve çocuklarının okul masraflarının çoğunu iddiadan karşılayan işçi ve emekçi insanlar grev seslerini yükselmişlerdi . anneler , iddianın tekrar oynanmaması durumunda , çocuklarını okula yollamayacaklarını açıklamışlardı . ayrıca bu duruma uzun süredir sessizliği koruyan sendikalar başta olmak üzere , odalar , siyasi partiler ve askerler de tepki göstermekte gecikmemişlerdi.
eylemler karşısında türk-iş başkanlar kurulu acil olarak toplandı . işçilerin tabandan baskısının hissedildiği toplantıda , başkanlar kurulu ''iddianın özelleştirilmesinden'' vazgeçilmesini ve derhal tekrar oynanmasını sağlayacak ortamın hazırlanması gerektiğini bildirerek hükümeti uyarmıştı . aksi taktirde bu sefer kitlelerin ''önüne geçmeyeceğiz'' diyen sendikacılar , emek platformu bileşenlerini , artan tepkiler sebebiyle toplamak istediklerini belirterek , önümüzdeki günlerde genel grev kararı da dahil olmak üzere , birçok seçeneği öne çıkartacaklarını bildirmişlerdi .
türk-iş'in açıklamasını yaptığı sırada ankara'da özelleştirme genel idaresi önünde toplanan binlerce işçi-işsiz ve memur , hükümeti eleştirmişlerdi . sık sık ''iddia halkındır satılamaz'' sloganları atan halk , meclise yürümek isteyince polisle bir arbede yaşanmıştı . bir grup polis halkla güvenlik güçleri arasında barikat kurarak , arbedenin uzamasını engellemişti .
bunun ardından kitleler , ''işçi polis elele genel greve'' sloganları atarak olaysız dağılmıştı .
ve emniyet genel müdürlüğü , yaptığı basın açıklaması ile mitingte , kitleyle güvenlik güçlerinin arasına girip barikat kuran ve bu eylemi desteklediklerini belirten biri komiser toplam onsekiz polisi açığa aldıklarını bildirmişti .

türkiye'nin birçok yerinde bu eylemler sürerken , zonguldak'ta da maden işçileri sendikası ve diğer sendikalar öncülüğünde işçi ve memurlar , bir günlük iş bırakma eylemi düzenleyip iddianın durudurulması karşısındaki tepkilerini ortaya koymuşlardı . onbin kişinin katıldığı miting , madenci anıtının önünden başlayıp valiliğin önüne kadar sürmüştü. valiliğin önünde işçi ve memurlar , ''iddia vatandır satılamaz'' , ''iddia hakkımız engellenemez'' , direne direne kazanacağız'' , ''iddia yoksa barış da yok'' gibi sloganlar atmıştı . valiliğin önünde yapılan basın açıklamaları ve miting gibi etkinliklerin yasak olduğu hatırlatmalarını dikkate almayan kitle , bir süre sonra olaysız dağılmıştı .
bu tepkileri örgütlemek konusunda basın da üzerine düşen görevi elinden geldiğince yerine getirdi . uzun süredir basında hükümet aleyhine çıkan haberler , iddianın durdurulmasıyla iyice doruğa ulaşmıştı . dahası bu olayların öncesinde , hükümetin sözcülüğünü yapan gazeteler bile iddianın durdurulmasının ardından , çark edip yazıların niteliğini değiştirerek hükümet karşıtı koalisyonda yerini almıştı .

artan tepkiler ve basında yer alan haberlere daha fazla dayanamayan bakanlar kurulu olağanüstü toplandı . toplantı sonucunda hükümet sözcüsü , toplantıdan ; özal ile başlayan özelleştirmelerin devam etmesi gerektiği yönünde bir karar çıktığını basına açıklamıştı . iddianın da mutlaka özelleştirilmesi gerektiğini dile getirmekten geri kalmayan hükümet sözcüsü , mevcut dengelerin devam etmesi ve cari açıklarımızı en aza indirmekle birlikte dış borçları ödemek için , bu özelleştirmelerin yapılacağını özellikle belirtmişti . ayrıca imf ve db'nin özelleştirmeye yönelik destek mesajları yolladığını belirten szöcü , başbakanın önümüzdeki günlerde tüsiad yöneticileri ile birlikte ab'nin başbakanlarına , ülkede artan eylemler konusunda bilgi vermek için brüksel'e gideceğini de basınla paylaşmıştı . bunun ardından basının sorularına ısrarla cevap vermeyen sözcü , basının bu özelleştirmelerin laiklik ve türban tartışmalarına sürüklenmemesi gerektiğini de ifade ederek açıklamasını bitirmişti .

bakanlar kurulunun yaptığı açıklamanın hemen ardından genel kurmaylık da bu özelleştirmelerin ardında , hükümetin şeriat özlemlerinin yattığını belirten bir basın metni yayınladı . kitlesel eylemlerin lokal olarak sürdüğü günlerde , tartışmalar asker , bürokrat , siyasi partiler arasında ciddi kırılmalara neden olurken , emek platformunun ankara'da düzenlemeyi düşündüğü genel grev sonrasında , ''iddianın'' ne olacağı sorusuna daha iyi bir cevap bulabileceğimizi düşünüyorum . şimdilik beklemeye devam ediyoruz ...


''crispos japon balığı''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...