4 Mayıs 2009 Pazartesi

balıklar ve insanlar...

binbir çaşidiyle balıkçıların ekmek teknesi, soframızın eşsiz lezzeti ve bir duble rakının yanında sadece bir meze mi acaba onlar ...ta ki ağlara takılmış bir balığın karaya çıkınca ağladığını duyana dek böyle düşünürdüm .neydi o gözyaşları ? çaresizliğin ,acının ve de ölümün soğuk yüzü mü yoksa ? erkekler ağlamaz ; sil gözlerinin yaşını diyen insana inat bir başkaldırı , sessiz bir çığlık mı ?tarihten bu yana ağlatmaktan değil de ; hep utandık ağlamaktan . ve bıkmadı insalık ; tarihinden bu yana haksız savaşlardan . o da bunu biliyor ki , kaçmadı kaçmadı kuytu köşelere ,sessiz hıçkırıklara boğulurken . ve ağlarken ,gülüyordu belki de için için insana . duygularınıza gem vurarak ,tabular altında ezilerek ve benliğinizi hiçe sayarak özgürleşemediniz ey zavallılar diyordu belki bize . kim bilir ,o anda ağlara takıldığı zaman ağı paramparça eden özgürlük aşığı zindan delen kardeşini düşünerek hayıflanıyordur ...
özenip kıskandı yüzmeyi öğrendi insanlık ama tadına o kadar varamadı köhnemiş bedenler .
ve en son şişedeki balık ailesi ,şişeden denize ,denizden okyanusa ; hiçbir engel tanımayacaktır ,özgürleşme adına ...

''çingene palamudu''

Hiç yorum yok:

birleşin...

çıktı bir gün bir aydın sakalları arasında saklanmış ağzıyla konuştu işçilerle anlattı gerçeği dedi ben memnunum hâlimden ama üzüyor beni s...